30 Mayıs 2017

Kuaförcülük


Ela'nın saçlarını doğduğundan beri hiç kesmemiştim. Bir iki sakız yapışmasından uçlarını aldığım olmuştu ama onlar sayılmaz. Geçtiğimiz hafta 19 Mayısta Ela'yı banyo yaptırıp saçları ıslakken güç bela ikna edip dayadım makası saçlarına.
Yok canım hiç duygulanmadım. Saç o yine uzar 😊 Şaka bi yana fazla kısa kestim, içim burkuldu ama haklı nedenlerim vardı kesmek için.
Birincisi; saçları neredeyse poposuna geliyordu. Toplatmayı sevmiyor ve tuvalete kendi gittiği için hijyen açısından kötüydü.
İkincisi; toplatmadığı için çok dolaşıyordu. Okula giderken topluyordum ama eve gelince kendisi açıyordu saçalarını. Ayna karşısında saçlarını şekilden şekile sokuyordu. Bu da saçlarını daha da dolaştırıyor, taratmayı çin işkencesine çeviriyordu.
Güç bela ikna etmeyi başardığımda, bazen böyle ördürüyordu. O zamanlar iyi oluyordu ama her gün saç örmek işkence yav 😔 (Deli kızın çeyizi gibi kafasındaki kocaman şeyi kendisi taktı. Stajyer öğretmeni vermişte)

Kestim ben rahatladım ama Ela eski uzun saçlarını arıyor 😊 Çünkü korku filmi çekiyordu kendince 😊 Saçlarıyla tüm yüzünü kapatıp bööğğ yapmak gibi. Artık yapamıyor.

Hee bi de azıcık yamuk kesmişim az uzasın kuaföre götürür düzelttiririm😊

Gitmişken kendi saçlarımı kestireyim. Ameliyatımdan dolayı bi kısmı kısa, üstten uzun. Onları eşitlemem lazım ama fazla kısalar azıcık daha uzasınlar.

Hava yağmurlu, güneşi özledim.

26 Mayıs 2017

İçimden Geldi

Hayat, bu aralar üstüme üstüme geliyor. Depresyon da mıyım bilmiyorum. Bipolar duygulanım bozukluğum yeniden mi nüksetti onu da bilmiyorum. Tek bildiğim uzun zamandır keyfimin olmaması, kendimi yalnız hissetmem.

Canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Okunmayı bekleyen kitaplarım, işlenmeyi bekleyen şablonlarım, örmeyi istediğim örneklerim var aklımın bir köşesinde, izlemek istediğim dizi ve filmler.

Ama işte keyfim yok be blog..

Dışarıdan bakınca mutlu biri olarak gözükebilirim. Ama işin aslı hiç öyle değil...

1997 yılından beri benimle olan işitme engelim son zamanlarda daha çok zor anlar, zamanlar yaşatmaya başladı bana. Gerek iş hayatımda gerekse sosyal hayatımda. Olmuyor hiç bir şeyi beceremiyorum, yapamıyorum.

Toplu halde yemeğe gittiğimizde, benim bir köşede öyle oturuyor olmam ve diğer arkadaşların kakara kikiri gülüşmeleri bana çok batıyor.. Bir kere, beni eve davet ettiler. Sözde davet etmiş olmak için. Gelmeyeceğim dedim sağol.. Neden? dedi arkadaş.. Dedim ben hep bir köşede oturuyorum. Dedi, ee biz de köşede oturuyoruz tepede değil ya dedi. Dedim sen beni anlamadın herhalde, siz kakara kikiri konuşun gülün bana anlatmayın, görmeyin bir köşede tek başıma sap gibi oturayım. Anladın mı şimdi ne demek istediğimi?

Haklısın dedi, haklısın... keşke haklı olmasaydım.. Sonra kendimi odaya kapatıp ağladım.. Neden bana karşı nankörsün be hayat? neden?

İşim gereği telefon açmam gerekiyor kurumlara, yardım istiyorum arkadaşlarımdan. Sağolsun biri yardım ediyor ama diğerleri Kurum Netten yaz bir iki satır gönder uğraşamam diyor. Tamam da ben Kurum Netten kaç kere yazdım dikkate almıyorlar, evraklar bekliyor masamda kaldırsam diyorum artık. Sonra neden memurlar işi erteliyor, geç çıkarıyor demeyin.. Önce sisteme siz girin be kurumlar..Siz girmeyince biz onaylayamıyoruz..

Dudak okurken bazen yanlış okuyabiliyorum. Sonra komik oluyor (bazen bana komik olmuyor üzülüyorum) sağır duymaz, uydurur diyorlar. Sen kulaklarını kapatıp, karşındaki insanın dudaklarına gözlerini hiç kırpmadan bakarak, onu okuyabiliyor musun? Ne olur bi kere dene.. Yapabiliyorsan kabul, ben uyduruyorum. Yapamıyorsan empati kur, beni üzme..

Anne olmak ve duymamak benim zayıf halkam. Zaten hayatım yeterince zor. Psikolojim yeterince bozuk. İşitme engelimle, anneliğimde yapamadığım şeyleri eleştirme. Kızın sana bir şey diyor niye dinlemiyorsun deme. Ben kızımı anlayabilmek için kaç takla atıyorum, kızım bana derdini anlatabilmek için kendini kaç şekle sokuyor haberin var mı senin? Hatta kızım, baktı ben anlamıyorum pes edip anlatmaktan vazgeçiyor derdini. Bunun beni ne kadar yaraladığından haberin var mı?

Bipolar duygulanım bozukluğum nüksettiğinde, kendimi doğramak istiyorum. Hayattan soğuyorum. Hayatın bir amacı yokmuş, boş yere var olmuşum gibi. Ben olmasam her şey daha mükemmel olacakmış gibi.

Ben biraz ağlayayım da rahatlayayım.





24 Mayıs 2017

Kuzumun Yılsonu Gösterisi

Bugün benim Kuzumun yılsonu gösterisi vardı. Çok heyecanlıydım. Programda ilk gösteri bizim miniklerindi. Allahım benim kızım büyümüş te gösteri mi yapıyor şimdi? inanamıyorum diye diye izledim❤
Soldan 2nci grup, sağdaki bebe benim kızım, evet evet benim. Ay yaa o popo kıvırtmak neydi öyle? Görmemişin kızı olmuş, yılsonu gösterisi yapmış mazur görün 😂

Sonra, diğer sınıflara geçti. Nasıl. Oynadılar bilmiyorum. Öğretmen bizim sınıfın verilerini kulise çağırdı. Geridönüsüm defilesi vardı. Ben, daha doğrusu biz (ben, eşim, kayinvalidem ve kayınpederim) pet bardaktan elbise yapmıştık. Sınıfta geridönüşüm  kostüm yapan veliler çocukları ile birlikte podyuma çıkacaklardı. Çıktılar da. Böylece biz diğer sınıfların gösterisini izleyemedik.
Bu da biz. Eşim uzaktan anca böyle çekebilmiş. Bende heyecandan, diğer yöne dönerken yanlış tarafta durmuşum 😀

Bizim sınıfın gösterisi bitince, öğretmene teşekkür edip ayrıldık. Çünkü  çok yorulmuştum sabah işe gidip sonrasında gösteriye gelip, ordan oraya koşturup durdum enerji kalmadı. Tüm çocuklar harikalardı.

Çocuklar hep mutlu olsunlar ❤

13 Mayıs 2017

ANNELER VE ANNE ADAYLARI! GELECEKTEKİ SİZE MEKTUP GÖNDERMEYE HAZIR MISINIZ?


Arçelik’in gözünde tüm anneler kraliçedir.

Anneler günü’nüz kutlu olsun!

Anneler ve anne adayları!

Gelecekteki size mektup göndermeye hazır mısınız?

Bu sayfadan gelecekteki bir güne mektup yazın, hem bugünden geleceği düşünmek için kendinize zaman ayırın hem de kendinize gelecekten bakma imkanı yaratın. “Anneyim” ya da “Anne olacağım” butonlarından birine basın. Mektubu doldurun. Gelecekte bir tarih belirleyin. Size o tarihte kendinize yazığını mektubu gönderelim.


İnsanın düşünceleri her gün değişiyor. Hele ki anne olmak insana bambaşka bir duygu kazandırıyor. Bu mektubu göndererek bugünkü hislerinizi gelecekte de hatırlamak ve geçmişteki hislerinizle o günkü hislerinizi karşılaştırma fırsatı bulacaksınız.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

10 Mayıs 2017

son günlerde

1.5 aydır eşimin babaannesi ve dedesi bizde. Babaanne hasta olduğundan dolayı.
Ameliyat oldu geçen hafta.
Fotoğraflar ziyaret saati beklerken hastanenin bahçesinden..
Panaromik çalışmaya çalıştım :)



Sonra annem geldi Kayseri'den.. 24 Nisan'da.
Ela'ya bakmak için.
Yarın akşam Kayseri yolcusu..
Alışmıştım anneme, çok üzüleceğim bu kez.

Babaanne'de hastaneden taburcu olacakmış bu akşam.
Sanırım bizim ev yol geçen hanına dönecek.
Hayır şikayet etmiyorum aslında.. Sadece gündüz işte, akşam evde misafirlerle
çok yoruluyorum.
Ama ne yapalım...
Çabuk iyileşir inşallah babaanne..
Yatmaktan sırtı çürüyecek zira..
Bakmaya kıyamıyorum bir de..
Bakınca gözlerim bolu dolu oluyor. Tutamıyorum kendimi.
He bir de dede var.. 
ikisine bakanlar hayran kalıyor gerçekten..
Bu devirde ne aşk böyle maşallah demeden duramıyorlar 😊
Hastanede fotoğraf çekemedim ama
Ameliyat öncesi evde çekilmiş foto bu.
Gerçekten de maşallah değil mi :)
Allah ayırmasın sizi tontişlerim.
Dede tam komedi.
Evlilik programı izler sıkıntıdan. Ben de kızarım.
Ne buluyorsun dede? diye
Sıkıntıdan der
Sonra kaldırılacak haberi falan çıktı ya
Dede bana carladı
Sen mi şikayet ettin de kaldırıyorlar ahah ilahi dede ya :D
İşte böyle.




02 Mayıs 2017

Sorularla Blog Partisi

Enerjisine bayıldığım Annesi'nin Prensesi etkinlik düzenler de ben katılmam mı hiç?
Sayesinde 2 yeni blog keşfetmiş oldum. Yalnız iş yerimde google+ açılmadığı için arkadaşımızın birinin blogunu bulamadım.

Gelelim sorulara.
Sessiz Kaldım blogu'nun sorusu: Eğer Bir kuş olmak isteydiniz hangi kuş olmak isterdiniz ve neden?

Neden bilmem ama Martı olmak isterdim. Açıkçası Martılar bana çok cesur ve sıcakkanlı geliyorlar. Bir de Martı Jonathan'dan çok etkilenmiştim o yüzden olabilir :)
Baksanıza şunun güzelliğine :)

Diğer soru da, İlkay Özgür isimli arkadaşımızdan. İş yerimin bilgisayarı blogu açmadı. Evde vaktim olmuyor bloga.

Soru şu:Yapmayı çok istediğiniz ama gerçekleştiremediğiniz ve içinizde ukte kalmış bir olay anlatmanız yeterli.

Hangi birini anlatsam ki? Ama en çok hamilelik fotoğrafı ve doğum fotoğrafı kaldı içimde :) O da hamileyken kendimi çirkin hissetmem, doğumumun acilen olması ve hazırlıksız yakalanmam oldu. Ondan sonra da koklear implant ameliyatımın başarısız geçmesi. Acaba başarılı geçseydi, kızımın sesini, kuşların cıvıltısını duyabilseydim sudan çıkmış balık gibi olur muydum? diye düşünmüyor değilim :) 
He bir de gelin fotoğrafım dış mekan değil stüdyo idi. Bak o da içimde kaldı :D

Çok eğlenceli etkinlik oldu :) sorularımı çok sevdim.. Özlem canım çokça yapmalısın bu etkinliği..